O
ordinary
Guest
Günlerden bir gün yahuşuklu deliuğanlı dağ bayır geziyormuş. Az gitmiş, uz gitmiş... Dere tepe düz gitmiş.
Yorgun ve bitap düşen beyimiz dağlarda yenecek ot ararken ötelerden bir ses duymuş: "Wǒ zhuā dàole yī zhǐ biānfú. Wǎnshàng hē tāng shíjiān dào!"
Bu kelime öbekleri tekrar ve tekrar etmiş. Hemen sesli çeviri uygulaması açmış;
Gözlerini kocaman belertmiş. Yuoouuuuuwww diye topuklarını totosuna vura vura Antep'e varmış. Kahvaltı saatinde katmeri gömmüş ve uyku moduna...
Devamı...
Yorgun ve bitap düşen beyimiz dağlarda yenecek ot ararken ötelerden bir ses duymuş: "Wǒ zhuā dàole yī zhǐ biānfú. Wǎnshàng hē tāng shíjiān dào!"
Bu kelime öbekleri tekrar ve tekrar etmiş. Hemen sesli çeviri uygulaması açmış;
Gözlerini kocaman belertmiş. Yuoouuuuuwww diye topuklarını totosuna vura vura Antep'e varmış. Kahvaltı saatinde katmeri gömmüş ve uyku moduna...
Devamı...